Budapeşte Gezisi 2. gün

     İkinci günümüzü Buda tarafını gezmeye ayırıyoruz. Grupla bir gün öncesinden kararlaştırdığımız gibi saat 9:30' da Clark Adam funiküler istasyonunda buluşmak üzere fotoğraf çekimi de yaparak meşhur zincirli köprü üzerinde yürüyoruz.

                                                                 Chain Bridge



Köprünün hikayesi ilginç. Buda tarafında babası vefat eden bir macar 4 gün boyunca karşıya babasını geçirip defin işlemlerini yapamadığından toplumu da örgütleyerek bu köprünün yapılmasını sağlıyor. Köprüyü yapan mimar bir İskoçyalı. İskoçyalı arkadaşlarımız bu bilgiyi ilk defa benden duyup şok oluyor ve haklı olarak gururlanıyorlar.

Füniküler biletini gidiş-dönüş alıyoruz. İsterseniz tek yön alıp yukarıdan yürüyerek ya da otobüs ile merkeze inebilirsiniz. Biz yanımızda İlber olduğu için yürüyerek inmeyi hiç düşünmedik. Yukarıya çıkınca sizi Buda kale bölgesi haritası karşılıyor. Orada geniş bir daire çizecek şekilde gezinizi planlayabilirsiniz. Gezimiz molalarla birlikte yaklaşık 3 saat sürüyor.

Buda Kale bölgesinde görülecekler...

Sadece Tuna nehri manzarası için bile çıkılır.

St.Mathias Kilisesi

Kraliyet Sarayı

Fisherman's Bastion

                                                            Funiküler bilet kuyruğundayız.

                                                                  St.Mathias Kilisesi

                                                  Tepeden parlamento binası ve Tuna nehri

                                                        Kraliyet sarayı muhafızları ve İlber...

                                         
                                                           İlber bu gezide çok eğlendi.

Tekrar aşağıya füniküler ile iniyoruz.


Daha sonra yarın gideceğimiz Szentendre tren biletini almak üzere Batthyany tren istasyonuna gidiyoruz. Gişelerde çalışan görevli çok kabaydı. Tren tarifesi hiçbir yerde yazmadığı için  tren saatlerini sordum. "Yarın gidince görürsün,tren varsa binersin" dedi. Şaka gibi :)

Biletlerimiz alıp dayağımızı yedikten sonra yürüyerek öğle yemeği için bir ay önce rezervasyonunu yaptığım restorana doğru yola çıkıyoruz. Rezervayonum 13:30 -16:15 saatleri arasında olduğundan acele etmiyoruz. Açık büfe restoranda çocuk indirimi var. Japon mutfağından suşi ,deniz ürünlerinden köpek balığı eti bile var. Balıkları seçip ızgara başındaki görevliye pişirmesini söyleyebilirsiniz. Yemekler arasında ayrıca geyik,tavuk ızgara,macar gulaş,çorba çeşitleri,pastalar ve meyve çeşitleri de var. İçecek sınırsız. (Restoranın websitesi )

Hepimiz tıka basa doyduk ve akşamki Çigan gecesi ve yemekli organizasyon öncesi dinlemek üzere Margaret köprüsü üzerinden yürüyerek apartmanımıza gidiyoruz.


Akşam yine bizim apartmanımızın önünde buluşup yer bulmanın zor olduğu, yaklaşık 1.5 ay önce rezervasyon yaptırdığım (Buna rağmen seçtiğim masanın bulunduğu salona 110 kişilik bir kafile geleceğini rezervasyonumu başka masa ve odaya kaydırmanın mümkün olup olmadığını sordular. Ben restorandaki en iyi masayı seçmiş biri olarak tabiki bu teklife hayır dedim :)) Mátyás Pince   restoranına (websitesi) doğru yola çıkıyoruz. Bu arada siz de rezervasyon yaparken aşağıdaki masayı seçiniz.

Sahne önündeki masamız :) 

 Çarşamba ve cuma günleri giderseniz Çigan gecesi ,folklor gösterisi  ve canlı müzik için ekstra ücret ödemez sadece yediklerinizin ücretini ödersiniz.

Restoran 1904 yılında yapılmış tarihi bir mekan. Salonları,locaları ve duvarları adeta müze gibi.Gezmenizi tavsiye ederim. Menüde geleneksel macar mutfağından örnekler var. Oldukça lezzetli. Fiyatlar ortalamanın üzerinde fakat buna değer :)

           

                                                                   Localardan bir görünüm...

Restoranda dans gösterisi sunan dansçılar sizi arzu etmeniz halinde sahneye çıkarıyorlar. Oğlumuz sahneye çıkıp dansçı ablalarıyla dans etti.

                                                                       İlber sahnede :)

Yorucu bir günün ardından gece 23:00 gibi evlerimize çekiliyoruz.

Budapeşte 3. gün