Tarihi Hacı Bekir Lokumları...
Kastamonu'nun Araç ilçesinden İstanbul'a gelerek 1777 yılında
Bahçekapı Semti’nde açtığı küçük şekerci dükkanında, lokum,
akide vb. şekerlemeleri bizzat imal edip satmaya başlayan ve
Bahçekapı Semti’nde açtığı küçük şekerci dükkanında, lokum,
akide vb. şekerlemeleri bizzat imal edip satmaya başlayan ve
daha sonra 1817-1820 yılları arasında hac görevini yerine
getirmesiyle Hacı Bekir olarak anılacak olan, Şekerci Hacı
Bekir Efendi, bugün dört farklı asır ve beş kıtanın damaklarında
dolaşan bir maziye
getirmesiyle Hacı Bekir olarak anılacak olan, Şekerci Hacı
Bekir Efendi, bugün dört farklı asır ve beş kıtanın damaklarında
dolaşan bir maziye
sahiptir.
Dükkanın eski halinin cepheden görünümü
Türkiye'de 16. yy'da başlayan şekerleme imalatında tatlandırıcı
olarak bal ile pekmez, su bağlayıcı, doku yapıcı olarak da
un kullanılmaktaydı. 19. yy başlarında Avrupa'da kurulan
rafinerilerde üretilen şekerin, o günlerin ismiyle "Kelle şekeri"
olarak Türkiye'ye gelmesiyle, Şekerci Hacı Bekir, bu şekeri
havanlarda dövüp eriterek,gül, tarçın, sakız, portakal limon
ilavesi ile farklı tat ve renklerde akideler üretmeye başladı.
Ayrıca 1811'de Alman bilim adamı Kirehhoiff tarafından bulunan
nişastayı un yerine kullanarak, şeker ve nişasta bileşimi ile bugün
sofralarımızdaki yeri doldurulamayan, yabancı dünyanın kıvamını,
olarak bal ile pekmez, su bağlayıcı, doku yapıcı olarak da
un kullanılmaktaydı. 19. yy başlarında Avrupa'da kurulan
rafinerilerde üretilen şekerin, o günlerin ismiyle "Kelle şekeri"
olarak Türkiye'ye gelmesiyle, Şekerci Hacı Bekir, bu şekeri
havanlarda dövüp eriterek,gül, tarçın, sakız, portakal limon
ilavesi ile farklı tat ve renklerde akideler üretmeye başladı.
Ayrıca 1811'de Alman bilim adamı Kirehhoiff tarafından bulunan
nişastayı un yerine kullanarak, şeker ve nişasta bileşimi ile bugün
sofralarımızdaki yeri doldurulamayan, yabancı dünyanın kıvamını,
tadını taklit edemediği lokumu yarattı, üretim ve terbiyeciliğini
gerçekleştirdi. Öyle ki, onun yarattığı Türk lokum kıvamını taklit
çabaları batıda jel şekerlerin icadına vesile oldu.
gerçekleştirdi. Öyle ki, onun yarattığı Türk lokum kıvamını taklit
çabaları batıda jel şekerlerin icadına vesile oldu.
Bizzat kendi eliyle yaptığı imalat ve hassas çalışmalarıyla Türk
şekerleme ve lokum çeşitlerini geliştirenHacı Bekir Efendi, bundan
başka, sallama kazanlarda yapılan badem şekeri, haşlanmış
bademlerin soyulup havanlarda dövülerek şeker ve şeker şerbeti ile
yoğrulup, şekillendirilen çeşitli badem ezmeleri ile günümüze kadar
ulaşan efsanevi ilgi ve şöhreti kazandı.
şekerleme ve lokum çeşitlerini geliştirenHacı Bekir Efendi, bundan
başka, sallama kazanlarda yapılan badem şekeri, haşlanmış
bademlerin soyulup havanlarda dövülerek şeker ve şeker şerbeti ile
yoğrulup, şekillendirilen çeşitli badem ezmeleri ile günümüze kadar
ulaşan efsanevi ilgi ve şöhreti kazandı.
Hacı Bekir Efendi'nin akide ve lokumlarının ünü Osmanlı Sarayına
ulaşınca, modern Osmanlı'nın kurucusu yenilikçi Padişah II. Mahmud
tarafından Nişan-ı Ali Osmani'nin 1. Rütbe Nişanı ile sarayın
ulaşınca, modern Osmanlı'nın kurucusu yenilikçi Padişah II. Mahmud
tarafından Nişan-ı Ali Osmani'nin 1. Rütbe Nişanı ile sarayın
Şekercibaşı’lığına layık görüldü ve sarayın şekerlemeleri Hacı Bekir
Efendi imalathanesinden alınmaya başlandı.
Efendi imalathanesinden alınmaya başlandı.
İstanbul’da bunlar olurken İngiltere’de ilginç bir olay yaşandığı söylenir.
Hacı Bekir Efendi’nin İngiliz müşterilerinden bir gezgin, beraberinde
götürdüğü lokumları ülkesinde kendi takmış olduğu ad ile ikram
etmekteydi."Turkish Delight’’ Lokum, o günden bugüne İngilizce
konuşulan memleketler ve dünya genelinde "Turkish Delight",
Fransa ve Balkanlar'da ise "Lokoum" olarak bilinmektedir.
Hacı Bekir Efendi’nin İngiliz müşterilerinden bir gezgin, beraberinde
götürdüğü lokumları ülkesinde kendi takmış olduğu ad ile ikram
etmekteydi."Turkish Delight’’ Lokum, o günden bugüne İngilizce
konuşulan memleketler ve dünya genelinde "Turkish Delight",
Fransa ve Balkanlar'da ise "Lokoum" olarak bilinmektedir.
Türk-Osmanlı toplumu ve tarihinin bir parçası halinde, kültür ve
geleneğimize yerleşen Hacı Bekir,bilhassa zamanın yaşam tarzını
belgeleyen roman ve yazılarda da yer almış, 19. ve 20. yüzyıl
başlarındaki İstanbul mozaiğinin parçaları olan yabancı sanatkarlar
tarafından kaleme alınmış, hatta dönemin ünlü ressamlarından
Malta'lı Amadeo Preziosi fırçasıyla resmedilmiştir.
Zamanın yaşamını ve Hacı Bekir Efendi'yi resmeden ve orijinali
Paris Louvre Sanat Müzesi'nde bulunan 43x58 cm boyutlarındaki
suluboya tablonun litografik reprodüksiyonu 214 numara ile Topkapı
Sarayı'nda sergilenmektedir.
geleneğimize yerleşen Hacı Bekir,bilhassa zamanın yaşam tarzını
belgeleyen roman ve yazılarda da yer almış, 19. ve 20. yüzyıl
başlarındaki İstanbul mozaiğinin parçaları olan yabancı sanatkarlar
tarafından kaleme alınmış, hatta dönemin ünlü ressamlarından
Malta'lı Amadeo Preziosi fırçasıyla resmedilmiştir.
Zamanın yaşamını ve Hacı Bekir Efendi'yi resmeden ve orijinali
Paris Louvre Sanat Müzesi'nde bulunan 43x58 cm boyutlarındaki
suluboya tablonun litografik reprodüksiyonu 214 numara ile Topkapı
Sarayı'nda sergilenmektedir.
Aşağıda benim tarafımdan çekilmiş Eminönü-Mısır Çarşısı arkası
Yeni Cami aralığından Sultanahmet Meydanına çıkarken sağ tarafta
göreceğiniz tarihi dükkanının fotoğrafları yer almaktadır.
Yeni Cami aralığından Sultanahmet Meydanına çıkarken sağ tarafta
göreceğiniz tarihi dükkanının fotoğrafları yer almaktadır.
0 yorum:
Yorum Gönder